18 Haziran 2012 Pazartesi

Tat-min...

Babama kızardım.. 
Kızdığım babam oldum..
2003.. Ağustos.. o kadar kızdım ki.. 
Gittiği için...
Yalnız ve savunmasız bıraktı diye..
Hem de mücadele etmediği için..
Sonra babasının kızı oldum..
Bazı şeylere çözümü
Başka yollarla aradım...
Attım hep içime.. derinlere.. 
Kontrol manyağı insan olarak...
Vurmadım hiç dışa.. 
Çelişmek için aksini yaparak..
Babama kızıp onun yolundan giderek.
Didişerek.. kendimle..
Mücadele etmeyerek..
Yine deniyorum..
Yine yenilerek...
Daha iyi yenilerek..
Samuel Beckett'in dediği gibi...

Berabere bitmesine de razıyım artık hayatın..
Onca yenilgilerden sonra...





14 Haziran 2012 Perşembe

Gökyüzü ciğerime doluyor...

Ezginin Günlüğü'nün hep yeri ayrı olmuştur bende... 

Hatırlattığı o kadar çok şey var ki... nerden başlasam bilemedim... anlatsan.. anlatılmaz...

Leyla ile Mecnun dizisini severim...(Seyrettiğim 2 diziden biri, diğeri de Behzat komserim tabii:) Leyla ile Mecnun'u her zaman takip edemesem de arada netten indrip seyrederim...Aradan dereden dalarım, ortasından başından... Serkan Keskin'in de ayrıca hayranıyımdır. Yani İsmail Abi'nin:) Tanışmışlığım ve güzel muhabbetine şahitliğim de vardır arkadaşlarım sayesinde.. Hatta Neyle Meyle'de bir akşam kendi elleri ile yaptığı yemekten yemişliğim de... Uzak zamanlar... 

Neyse işte sezon finalini izlerken, dizinin sonunda bu şarkı çalmaya başlayınca dedim ben nerden biliyorum bunu... Söyleyen farklı olduğu için önce kafamda oturmadı; hatırlatmadı direk bana...  ama sözler dökülünce ciğerime dola dola.. anladım ki o gökyüzü işte bazen ciğerime dolan... geçmişten gelen... dolduran...

Öyle birşey ki bu
Kolay anlatamam...
Atsan atılmaz... 
Satsan... 
Satamam...
Eksik birşey mi var...
Anlayamam..

Hani bazı şarkılar içine işler ya insanın.. dolar ciğerine.. derin derin nefes aldırır... 

İşte onlardan biri...

Paylaşmak istedim... 

SadEcE


Hakkımda

Fotoğrafım
55...Hayalperest...Invisible hand'e inanmayan bir İktisatçı...Pinponcu... Sarı... Kırmızı... Arada da çelişki duvarına işiyor...