14 Aralık 2011 Çarşamba

Acı var Rocky!

Yok azizim yok...  

Bu bankacılık oyunları, bu döpiyes olayları, kırışmamaması gereken gömlek falan.. Yok yok bana göre değil valla.. Bir kere daha anladım bu akşamki kokteylde:) Zaten zorla anlattı bana topuklu ayakkabılar "Acı var Rocky!" moduyla. 

Binbir zahmetle durmaya çalış o yüksek ökçelerin üstünde.. Ee sonra senin olmayan paralardan konuş, ne olacak bu Avrupa'nın, ekonominin hali mevzuları... Cari açık almış başını gitmiş muhabbetleri, ee bana mı sormuş giderken almış gitmiş işte ne güzel... ne âlâ...  

Bir yandan da malum bir fransız firmasında çalışıyorsun, piyasalar belli, ee sorular da geliyor ve o sorulara diplomatik cevaplar vermen lazım... Ee yiğitliğe de bok sürdürmek olmaaaz.. Sanırsın ki "Cumhurbaşkanı"sın; bir ciddiyet bir ciddiyet anlatıyorsun çakma bir ekonomist havalarında... Tamam okuduk ettik tüm iktisat teorilerini, Keynes'inden, Adam Smith'e.. Pareto'sundan, ortadox görüşe, beklentilerin nasıl etkilediğine, yatırım tasarruf eğrilerine kadar vs.. Ama hani zaten işten çıkmışsın bir kafa dağıtasın var; bu esnada çok pis dedikodu yapasın geliyor; bazılarının kıyafetlerini, saçlarını görünce; deli gibi gırgır geçesin, alkolün dibine vurasın geliyor tabii ama istifini de bozamıyorsun... Ee baktım zaten etrafta yakışıklı erkek de yok... Zaten Türk bankacılık sektöründeki erkeklerin durumu üzerine valla tez yazılır:) 

Neyse azizim "merhaba nasılsınız ben şu, şu bölümden, daha önce karşılaşmıştık" nezaketleri, elde şarap kadehi, aperatif birşeyleri yerken aman rujum bozulmasın, komik bir şekilde ağzımda yuvarlamayayım diye şekilden şekile girmeler... Kürdanla nazikçe almaya çalışmalar.. O esnada elde çanta var malum onu da bir yandan taşı, bir yandan kartvizit çıkar.. Off azizim.. Ben nerdeyim yahu oluyor insan.. ben bu hallerde olacak kadın mıydım diyorum? :) Hani sevdiğim işi yapacaktım, hani ben hayatta bankacı olmayacaktım.. Tamam  evimin kadını olmak gibi de bir derdim hiç olmadı ama yine de buralar da bana o kadar yabancı ki dedim yine bu akşam.. Resmen fransız kaldım.. hem de fransızca bilmeme rağmen yani:) Hani rüyalarında bir yere, bir kişiye ulaşmak istersin de bir türlü ulaşamazsın, bir türlü yakalayamazsın ya.. işte öyle bir şey... bir gitmeler geliyor ama gidemiyorum.. bir nevi karabasan.. ee bari biri gelse beni çekse çıkarsa diyorsun bir nevi tembellik bir adamsendecilikle ama yok o kahraman harika adam da yok malum ortalarda...kahraman gelse gelse beni daha da dibe iter bende bu şans varken (derken bir karikatür aklıma geldi ama paylaşmayacağım şimdi:)  

Off off azizim derdim büyük.. yaradan daha büyük dert vermesin tabii de..

Aslında bu akşam "Alt" adlı mekanda Yavuz Akyazıcı Project'e gitmekti niyetim.. Yahya Dai'yi yani eski mesai arkadaşımın eşini de zaten ne zaman dinlemek için niyetlensem ya hasta oluyorum ya da iş yemeğim çıkıyor.. Yok azizim şans yok bende:) Resmen bu akşam plazadan taksime ışınlanmak istedim ama malum olmadı.. zaten kıyafet ve dekor da müsait değildi :) 

Neyse azizim bir iş günü daha böyle bitti.. Bir varmııış bir yokmuş şeklinde :) 

Ben bir istihareye yatayım bari belki orda kahramanım beni bulur da alır görütür harikalar diyarına :) Off bir de şu ayaklarımı sirkeli suya mı soksam napsam :) 

Neyse ben şu şarkıyı dinleyip öyle yatayım bari :D 


2 yorum:

  1. Eline sağlık arkadaşım.. bizim bankacıların durumlarını ne güzel de yazmışsın.. birden kendimi ortamda buluverdim.. ne zaman öyle bir kokteyle katılsam ben de daralırdım.. neyseki şimdi yok.. :)) bu arada parçayı paylaşman da çok sevindirici.. Yahya'nın kendi albümü de çıktı.. tanıtım konserine davet göndereceğim.. lütfen artık hasta olma yada iş toplantısı çıkmasın..
    Sevgiler,
    Esra Dai

    YanıtlaSil
  2. Albümün çıktığını biliyorum ama Akmerkez Remzi'de bulamadım, en kısa zamanda alacağım:)Konseri de sabırsızlıkla bekliyorum:)Şimdiden dua falan okuyayım da bir aksilik olmasın :D

    YanıtlaSil

Hakkımda

Fotoğrafım
55...Hayalperest...Invisible hand'e inanmayan bir İktisatçı...Pinponcu... Sarı... Kırmızı... Arada da çelişki duvarına işiyor...