Reklama girecek ama D&R gibi mağazalara girdiğimde kendimi kaybediyorum. Bir sürü kitabı görüp almaya çalışıyorum, arkalarına bakıyorum, kapak resimlerini inceliyorum ama daha da önemlisi çoğu zaman kitaplara bakarken, kitapların ilk cümlelerini itina ile okuyorum :) ve enteresan ki bazen kitapları satın almamda ilk cümleler çok etkili oluyor.. Arada kaldığımda.. "ilk"lere bakıyorum aslında.. Hayatta olduğu gibi.. Karar verirken... İlk bakış.. ilk dokunuş.. ilk harf.. ilk kelime... ilk cümle... ilk renk.. ilk öpüş... ilk kadeh... hep tadı başka geliyor bana... Sonrakilerin marjinal faydası azaldığından ve benim bu gerçeği sadece iktisatçı olduğumdan farketmemden değil vallahi :)
Şaka bir yana... Bugün yine bir yarım saat kayboldum Kanyon'daki D&R'da...
Müzik CD'lerine doğru yöneldim kitaplardan sonra.. Malum 8 Eylül'de sevdiğim (ve bir zamanlar şarkılarını söylediğim) RHCP konseri olduğu için son albümlerini de alayım dedim... Müzikten anlayan bir arkadaşım her ne kadar albümü tatmin edici bulmadığını söylese de ben albümü Dr Dre ile eve gidip dinleyeceğim anı düşündüm almaya karar verirken ne yalan söyleyeyim... Yanında da bir kadeh kana her daim giren kankamız, canımız ciğerimiz alkol ile...
Sonra tekrar kitaplara döndüm.. Aslı Erdoğan'ın bir kitabını okumuştum daha önce.. "Taş Bina ve Diğerleri"... Değişik bir dili var.. Kelimelerin içinde insanı kaybeden... keybettiren.. sarhoş eden... ettiren.. kontrol mekanizması yüksek olan "ben" gibi bir insancık için kaybolmak her ne kadar zor olsa da; kelimeleri kullanış biçimi, cümleleri, hoşuma giden ve garip bir çelişki hissi yaratmıştı bende... Bu sefer de iki kitabı arasında kaldım ve ilk cümlelerine baktım... ve "Kabuk Adam"ı aldım.. İlk cümle de : "Bazen insana hiçbir şey hatırlamak kadar acı veremez, özellikle de mutluluğu hatırlamak kadar".. idi...
Sonra birden.. ve hatta aniden.. Oğuz Atay düştü aklıma yıldırım gibi.. "Korkuyu Beklerken"ı aldım direk elime.. Bir kitap ismi için çok albenisi var ne yalan söyleyeyim ve ilk cümlesine de bakmadım bu yüzden... ama merak edenler için yazayım ilk cümleyi: "Kalabalık bir topluluk içindeydi"...
Aslında bu kitap farklı hikayelerden oluşan bir yapıt ve bu ilk cümle de ilk hikayeden.. Neden ilk cümleye bakmadım? Çünkü bu kitapta çok "ilk" cümle var.. İlk diyorsan tek olmalı... O yüzden sadece kitabın ismi ve Oğuz Atay beni kendine çekti... Cümleye takılmadım... Malum fazla ilk olması iyi değil hayatta..Oluyorsa da sorun var demek :D Tek olmalı dedim.. Kitabın adına baktım ve aldım... Tek..
Ne kadar çok ayrıntıya takılıyorum değil mi...
Ay..rın...tı...
Hayat bence klişe de olsa bu ayrıntılarda gizli.. ve ben onları buldukça çok mutlu oluyorum...
EcE
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder