15 Haziran 2014 Pazar

T.E.

Babaların gömleğinin cebi olur ya hep.. Benim babamın gömleğinde hep vardı.. ya alışveriş listesi, ya spor toto tahminleri ya da yapılacaklar listesi olurdu...


Babam ve Oğlum filmi vardı bugün eve geldiğimizde.. Annem onu seyrediyordu.. 3.kere ağlamayacağım dedim ama öyle vuruyor ki bam tellerine.. kaçışın yok..


Yine ağladım ama filmde daha önce hatırlamadığım bir replik oldu... "Çocuklar babalarını hep hatırlamak istedikleri gibi hatırlarlar" ..


Dikkat etmemişim..Ama farkettim ki ben gerçekten de öyle hatırlıyorum..


Sadece başkaları tarafından bunu duymak insana garip geliyor.. Hissettiğini başkalarınn cümleleştirmesi..


Ama yine de...


Ve yine de...


Ben dedikleri gibi seni hep güzel hatırlıyorum..  Deavmındaki cümlelerim bana kalsın... zaten hep güzeller...


Cadı kızın...


E.E.C....  

9 Haziran 2014 Pazartesi

(T)AŞINMA....

2003 yılının Eylül ayında,  babamı uğurladıktan çok kısa bir süre sonra, Paris'e gitmiştim.. Bilenler çok iyi bilir..

2005 yılının Mart ayında döndüğümde, İstanbul'da bir evim olmadığı için, Ankara'ya aile ocağına geri dönmüştüm.. İstanbul'da da kısa süreli olarak 6 sene boyunca dili olsa da anlatsa tadındaki GSÜ Kız Konukevi'nde kalıyordum. Ordaki eşyalarımı toplamak ile başlayan geçmişe anlam yükleme ve hüzün, yıllar geçtikçe azalsa da bugün hala devam ediyor...

2005 yılının Ağustos'unda ilk evimi Mecidiyeköy'de açarken 2+1'in içine sıkışmış, rutubeti bedenime işlemiş birinci kat dairemde çok uzun kalamadım..  Bina, ben diyeyim 20, sen de 30 yıllık idi...

2006 yılının Mayıs ayında Bomonti'ye giriş katına taşındım...ve taşındığım gün ilk yaptığım iş Digiturk'ü bağlatmak olmuştu, malum evden gayrı önemli olan taşınılan gün Galatasaray - Beşiktaş maçının olması  idi.. 2007'nin yine Mayıs ayında anılarda her daim kalacak bir şampiyonluk kazandığımızda evin uğurlu olduğunu düşünmüştüm ama sonra farkettim ki ev ben diyeyim 70, sen de 80 yıllık gibiydi.. Bir araştırdım,  apartman 1926 yılında inşa edilmiş bir taş bina imiş.. Eee taşınma vakti gelmiş geçiyormuş....

2007 yılının Eylül ayında sıfırdan bir yola girip, Ortaköy'de 1+1 bir eve ciddi paralar bayılarak taşınmıştım.. 17 basamak ile 1. kata dönerek çıkılan bir çakma apartman katı... HSBC'ye sabahları evin önünden servise binip 10 dk'da gitmenin dayanılmaz keyfini sürdüm.. Vicdansız ev sahibim yan dairede oturuyordu.. Tepe Mobilya ve IKEA ana başlıklı hayat bilgisi dersinden pekiyi ile geçmiştim.. Ev uzun ince bir yol misali yukarı doğru 5 kat idi ama yine bina ben diyeyim 20, sen de 30 yıllık idi..

Evin küçüklüğü basınca üzerime; annemin, yeni tabirle "networking"i sayesinde Ortaköy'ün yüncüsü Ahmet Amca ile muhabbetinden Ortaköy Taşbasamak Sokağa doğru taşınmama sebep olması kısmetten başka birşey değildi :) Ama yine giriş katına inmiştim.. Yine düşmüştüm.. Bir İstanbul beyefendisi ev sahibim Orhan Amca ve İstanbul hanımefendisi alt komşum Gülsen Teyze (hakkında hangi sıfatı kullanacağımı bilemediğim büyük insan) "kısmet"in bir gerçeklik olduğunu kabul etmeme sebep olmuştu...


2012 yılının Kasım ayında, acısı tatlısı kocaman 4 sene sonrasında, yine bana, ruhuma, yaşadıklarıma küçük gelen Ortaklar Apartmanından, bir arkadaş vesilesi ile transfer olduğum Hareket Sitesi'nde hayatımda hareket hiç eksik olmadı ve hayatımın yarısını bulup evlendim..

Bina yine ben diyeyim 30, sen de 40 yıllık.. Asansör yok ama ilk kez yüksek katlara çıkmıştım ve gururlu idim.. Yükseliyordum...


2014 yılının Haziran ayı... Kaldı 3 gün.. Sarıyer simalarına doğru yeni yolculuk.. Bina 3 yıllık ve kat 1.. Yeni başlangıçlara doğru.. bakalım nelere gebe olacak bu yolculuk :) Neyse ki diğer yarım yanımda..

Her bir taşınmada ayrı bir hikayem var.. her bir kombi ile kişisel bağım, her bir tesisat ile didişmem ve her bir boyacı ile renk kavgam var.. Eşyalara anlam yüklememeye çalışsam da insanın parçası oluyor kimileri.. ama bir yandan da ev değiştirirken atıp da sıfırdan başlama hissiyatı da vermiyor değil...

Ne düşünerek başladım yine nerelere vardı yazı.. Fonda yine MALT var.. Kadehim yine dolu...Eşyalar ve mekanlar değişse de bazı şeyler değişmiyor galiba :D

Hakkımda

Fotoğrafım
55...Hayalperest...Invisible hand'e inanmayan bir İktisatçı...Pinponcu... Sarı... Kırmızı... Arada da çelişki duvarına işiyor...