31 Mayıs 2011 Salı

Doğru Ahmet ile Bay Yanlış...

Hayatımızdaki her 3 yanlış 1 doğrumuzu götürür mü?
                                       götürürse de nereye götürür acep?
Götürdüğü yerde hep yanlışlara heba olmuş doğrular mı vardır?
                                       bu doğrular mutlak doğru mudur acep?
Hayatta hep herşeyi doğru yaptığımı mı sanıyorum ben?
                                       peki yaptğım ilk 3 yanlışta dağılır mıyım acep? 
Bu yanlışlar kime göre/neye göre değerlendirilir peki?
                                       senin doğrun benim yanlışım olabilir mi acep? 
Hayatta aldığımız net puan mıdır bizi hayatın bir yerlerine yerleştiren?
                                       peki benim netim iyi yerleri haketmiyor mu acep?
Doğrunun adı Ahmet iken neden yanlışa Bay Yanlış denmiştir?
                                       doğruların yanlışı götürdüğü de olmuş (mu acep)?
..................
bu yazı böyleeee gider... nereye gideceğini kestiremediğimden ben durayım artık :)))))))

29 Mayıs 2011 Pazar

Azalan geçmiş...


Çekilin yolumdan...
Geri geri geliyorum...
Ben artık eski ben değilim
Karıştım
Değiştim
Çok içtiiim
Geliyorum...



Malt'ı her dinlediğimde acaip yazasım geliyor.. Neden bilmiyorum ama beni hemen kalem kağıt almaya itiyor.. Garip..

Gerçi kalem kağıt dediysem, yazmak için bilgisayar başına geçiriyor demek istedim:) Zamane amatör yazarları böyle işte :)

Eskiden kalemle kağıt üzerine yazdığım bir sürü kısa hikayem vardı aslında.. acı tarafı onları biriktirdiğim dosyamı kaybettim.. bulamıyorum.. 6 senede 4 ev değiştiren bir insan için normal gibi görünse de ben kendime yediremiyorum bunu... İçim acıyor her arayıp da bulamadığımda... Kelimelerimi kaybettim baktığınızda...daha ne olsun.. hayata dair yazdığım, ardıma bıraktığım cümlelerim yok artık... geçmişim azaldı... bir nevi yani...

Belki de geçmişi azaltmak lazım çok yük olmasın diye.. belki de.. beyin taşımıyorsa yani.. ama güzel anıları da aralarından çekip alıp saklamak lazım..

Geeeç(miş)... e... içelim o zaman... eksik kelimeli, azalmış geçmişime...

23 Mayıs 2011 Pazartesi

(a)normal

Hayatta hep "normal" (kime ve neye göre) olmak istedim ama hep gerçekte kelimenin başındaki "a" harfini unutmuşum....

Hayatım bir yazım hatasından ibaretmiş :)

Zaman sadece birazcık zaman...

İnsanoğlunun hayatta ne istediğini bilmesine rağmen alamadığı çok olmuştur değil mi?  İstediğinizin gerçekliği, miktarı/boyutu, derecesi ve zamanı önemli tabi istenilende ama bence en önemlisi mantıklı olma şartına bağlı kalarak zaman... Erken ya da geç olmamalı... Zamanında istemeyi bilmeli insanoğlu dediğimiz mahlukat... Ama olmuyor işte..  Hep birşeylere geç kalmış ya da hep birşeyleri erken istemiş oluyoruz.. Çelişki duvarının sidikli müdavimleri olarak... Zorlama gerçeklikler yaşıyoruz.. Geç ya da erken kalarak... Farkına vardığımızda da yine olması gereken zamanın dışında farkındalık yaşıyoruz... Garip... Zaman kavramında çok hata yapıyoruz.. Cidden..  



Özetle herşey insan için ve en önemli olan şu an ve şu an ne istediğimiz... Net.. Hem de çok net...  

Cem Yılmaz'ın şovlarından birindeki bir cümlesi ile bitirmek geldi içimden :
"Koy g..üne rahvan gitsin" :)
Yaşa hayatı be limon gibi tüm ekşiliğine rağmen tadını alarak... 

Sevgiler

Diyalektik

Sene 1998..
Galatasaray Üniversitesi 2. hazırlık sınıfı... felsefe dersi... hem de fransızca... bir sene önce öğrenmiş olduğumuz dilde.. herşey yeniyken...ben de... İstanbul'da çok çok yeniyken...   
"Aynı suda iki kere yıkanılmaz. Çünkü ilkinden sonra o ırmaktan çok sular akmıştır, o artık aynı ırmak değildir. Bununla beraber kişi de artık ilk seferindeki kişi değil; yeni birisidir." diyalektiği ile ilk tanışmam... Üzerinden de çooook sular aktı:) ve ben hep bu diyalektiği savundum yıllarca her olayda..  

O kadar çok "şey" var ki kafamda... Kafamdakileri "şey" kelimesi ile özetleme lüksümü bile kullanıyorum.
Aslında bu diyalektik herşeyi özetliyor da işte neyse..  Gerisi de teferruat... Detaya girmeye gerek yok...
 
Kelime oyunları ve metaforlar olmadan yazıyorum bu ara ki bu garip. Köreldiğimden midir yoksa istemediğimden mi bilmiyorum öyle geliyor işte..birdenbire... basitçe..  Hayatı da bu ara çok basitçe yaşamak istiyorum belki de ondan dolayıdır..

Bilmiyorum..

Bilmek de istemiyorum...

10 Mayıs 2011 Salı

Give yourself a break, come on and live it up

Avrovizyon öncesi ezberleyelim neşemizi bulalım bari..
Bir kuple sadece...
Eee sözlere de dikkat tabe!!  

Here’s your favourite song on the radio
Shake your head to the beat It’s rock’n roll
If you’re feeling the world has kicked you down
All you need is just to have a little fun
Hey, it’s time to live it up
My friend, put the record on
Sing it loud and fet it out
Life is beautiful
My friend let it out
Life is beautiful
Give yourself a break, come on and live it up
Give yourself a break
...............................................................................................................................

6 Mayıs 2011 Cuma

Tek tuş...

İnsanın
tek tuşla
fabrika
ayarlarına
dönmesi
mümkün müdür
hayatında ? :)

4 Mayıs 2011 Çarşamba

Ben-ci (l) lik

Bencillik yapmak..
Hayatımda nadiren de olsa yaptım.. ve bir kere de bugün..yaptım...
Üzgünüm.. ve de yorgunum.. ama olması gerekiyordu, çünkü artık taşıyamıyordum... taşımıyordu beyin...
Hayatta ne istediğimi bilmedim belki ama ne istemediğimi bildim.. ve o yüzden bencillik yaptım..
Üzgünüm...
Çocuk.. ne olur kızma bana....

Hakkımda

Fotoğrafım
55...Hayalperest...Invisible hand'e inanmayan bir İktisatçı...Pinponcu... Sarı... Kırmızı... Arada da çelişki duvarına işiyor...