3 Haziran 2023 Cumartesi

Bugün, bir zamanlar çok büyük bir coşku, heyecan ve son zamanların alaşağı edilmiş tabiri ile keyif ile yazdığım bloğuma baktım. Son yazdığım tarih Şubat 2018.. Dedim bu yanlış olmalı.. Hayattan alacaklı olma halimin en yoğun olduğu dönemde yazmamışım. Hem de hiç yazmamışım. Onca yaşanmışlıklara, iyi kötü anılara rağmen yazmamışım. Bazen sanırsam (ama gerçekten sanırsam) öyle bir yazamama hali geliyor. O kadar yoğun yaşarken, doğru kelimeleri bile seçemiyor insan.  Lagalugayi bırakayım. Bugün yazılarıma dönüyorum. Umarım kısa soluklu olmaz. Olabilir de malum hayat (Bir Gulyabani göndermesi olsun) … ama umarım olmaz… Yoktur ama olabilir de…

 

Son iki senedir, yaşadığım sorunlar beni çok değiştirdi. Evet bingo klişe! Başımıza bir felaket geldiğinde, durup da başımıza bir felaket gelmediği o eski zamanlara insan ne de hayıflanıyor. Niye mal gibi, salak saçma şeylerin peşinden koştum, saçma salak insanlara değer verdim, salak saçma işler yaptım, saçma salak kelimelerinin yerini değiştirdim durdum, niye hak etmeyen insanlara kendimi sevdirmeye çalıştım, neden ne istediğimi değil de karşımdakinin ne istediğine önem verdim… niçin Lütfiye niçin diyesim geliyor…

 

Işte bütün bunlar aile ve aslında genetik… Aileden ne öğrendi isen o… Memur bir aileden geldiysen sana kodlanan hayat ile, aristokrat bir aileden geldiysen kodlanan hayat maalesef farklı. Nilay Örnek, Nasıl Olunur podcast serilerini dinlediğimde de bunu anladım. Katılımcıların aile ve eğitim hayatlarını dinlediğime, doğuştan hayata 1-0 galip başladığını görebiliyorum. Tabii ki o insanların çabalarını küçümsemiyorum, çok büyük insanlar olmuşlar.. ama aile seni şekillendiriyor… 90% bu böyle maalesef.. İstisnalar kaideyi bozmaz.. Nerden nasıl yetişti isen, DNA’na yazılıyor kardeşim. 


Çocukluğumuzun çizgi filmlerine bakın, bir de şimdikilere… Eskiden bize pembe dünyalar sunulmuş. Belki de şimdikiler çok daha gerçekçi.  Hep yarış var, hep diğerinin kafasına tokmağı vurup öne geçmen lazım… Dün gördüm, Solo testte bizim zamanımızda kategoriler Salak, Geri zekâlı falan idi. Şimdi ise biraz daha çabala, yapabilirsin falan var. Bu nasıl bir travmadır. Aslında düşününce (şaka bir yana savunulacak bir yanı yok tabii ama) tam tersi olması lazım… Bu yeni kuşağa daha direkt mesaj vermek ve bize daha motive edici sözler söylemek gerekirdi. 

 

Bu/bir yalan dolana kapılmış gidiyoruz. O kadar çok konu var ki sevgili okur. Eğer tabii okuyorsan hala.  

 

Bu yazımın bir konusu yok! Bastan söyleseydin diyebilirsiniz. Çok konu var, hangisinden başlayayım karar veremedim. Ama bir girizgâh yapmak istedim…. Yazmak beni mutlu ediyor ve ona (kişisel bir caba da olsa) devam edeceğim. Sen oku ya da okuma. Bu konuda ilk kez bencillik yapacağım…. Saygısızlık etmediğim müddetçe, bana iyi gelene devam edecek ve başkalarının ne düşündüğünü hesaba katıp, ona göre hareket etmeyeceğim..

 

Alacaklı bir insan için ne büyük bir adim. 

 

Belki de artık tahsilat zamanı gelmiştir.. 


E. 

 

 

 

 

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hakkımda

Fotoğrafım
55...Hayalperest...Invisible hand'e inanmayan bir İktisatçı...Pinponcu... Sarı... Kırmızı... Arada da çelişki duvarına işiyor...