14 Haziran 2012 Perşembe

Gökyüzü ciğerime doluyor...

Ezginin Günlüğü'nün hep yeri ayrı olmuştur bende... 

Hatırlattığı o kadar çok şey var ki... nerden başlasam bilemedim... anlatsan.. anlatılmaz...

Leyla ile Mecnun dizisini severim...(Seyrettiğim 2 diziden biri, diğeri de Behzat komserim tabii:) Leyla ile Mecnun'u her zaman takip edemesem de arada netten indrip seyrederim...Aradan dereden dalarım, ortasından başından... Serkan Keskin'in de ayrıca hayranıyımdır. Yani İsmail Abi'nin:) Tanışmışlığım ve güzel muhabbetine şahitliğim de vardır arkadaşlarım sayesinde.. Hatta Neyle Meyle'de bir akşam kendi elleri ile yaptığı yemekten yemişliğim de... Uzak zamanlar... 

Neyse işte sezon finalini izlerken, dizinin sonunda bu şarkı çalmaya başlayınca dedim ben nerden biliyorum bunu... Söyleyen farklı olduğu için önce kafamda oturmadı; hatırlatmadı direk bana...  ama sözler dökülünce ciğerime dola dola.. anladım ki o gökyüzü işte bazen ciğerime dolan... geçmişten gelen... dolduran...

Öyle birşey ki bu
Kolay anlatamam...
Atsan atılmaz... 
Satsan... 
Satamam...
Eksik birşey mi var...
Anlayamam..

Hani bazı şarkılar içine işler ya insanın.. dolar ciğerine.. derin derin nefes aldırır... 

İşte onlardan biri...

Paylaşmak istedim... 

SadEcE


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hakkımda

Fotoğrafım
55...Hayalperest...Invisible hand'e inanmayan bir İktisatçı...Pinponcu... Sarı... Kırmızı... Arada da çelişki duvarına işiyor...