Oruç Aruoba sevdiğim bir yazardır.. Kelime oyunları açısından da kendinden çok ilham alırım (aldım)!!
Geçenlerde kitapçıda bir arkadaşıma hediye ararken birden aklıma geldi... Aslında beni bu filozofla tanıştıran üniversiteden bir arkadaşım.. küçük dostum... İlk onun önerisi ile almıştım Oruç Aruoba kitabını ve kitaplarına da devamında doyamadım... Sonrasında o küçük dostumla güzel dostluğumuz, anlamsız muhabbetlerden koptu.. Kulakları çınlasın nerde napıyor bilmiyorum (belki okuyordur şu an.. kim bilir)
Sonrasında tekrar tekrar okudum.... Altını zamanında çizdiğim cümlelere baktım.. Şimdi uyandırdığı hissiyat, götürdüğü düşünceler farklı olunca dedim aslında "Al-Gı" farklı... Artık ne ben o zamanki Eceyim; ne de o, o zamanki kitap... Hatta kesin ne de o, o küçük dostum(dur) artık...
Yine düşündüm ki algımız ne de hızlı değişiyor aslında... (Bu esnada Yael Naim'den New Soul şarkısı çalıyor.. siz de okurken dinleseniz ya:)
Algı... AL-dığı ile mutlu... o an... ne aldıysa... o (dur)..
Algı... mız... biz ne kadar istersek... ne kadar istemezsek... oyun hamuru gibi şekilden şekile... bazen o el yeteneğimiz olduğunu düşünmüyoruz ya işte.. ama aslında hep şekil veren biz değil miyiz yine de?
Bu akşam sevdiğim bir arkadaşımla rakı muhabbeti yaptım.. O anlattı ben dinledim... Ben anlattım o dinledi... Ama anlattıklarımızı farklı noktalardan anladık belki de.. Biz nasıl AL-dıysak :D Birbirimizi nasıl algıladıysak...Ama ortak noktada buluşuyoruz ki karşılıklı içiyoruz dedim bir yandan da:) Tamam önemli olan bu ama yine de neyi nasıl anladığımız o kadar farklı olabilir ki, insan bunu düşünmeden de edemiyor... Ve o noktada kendini çok yalnız hissediyor ve biraz da "başka"sı oluyor..
Hahahahah yine kafa karışıklığı.. ne güzel :D
Şaka bir yana her yaşadığımız bizi o kadar çabuk adapte ettirtiyor ki başka (....) lara... İçini siz doldurun! Çoğu zaman sorgulmaya bile vaktimiz olmuyor.. Bu neden vs demeden "bu"nun bedelini ödüyor buluyoruz kendimizi... Napalım... Zaman hızlandı... ve hızlanıyor gün geçtikçe.... Ordan oraya... sağdan sola... soldan sağa... aşağıdan yukarıya..
Hızlanıyor....
Hızlanıyor....
Algıda seçicilik... İşte anlık seçicilik... Farklılık yaratan kişileri/kıyafetleri/işleri/yemekleri/teknolojiyi ne bileyim kremleri/hardalları ve seni vs vs. sizin aklınıza ne gelirse işte... seçiyoruz.. bizde o an farklılık yaratanları.....(Büyük Ev Ablukada'nın "lilililerle" adlı şarkısı geldi aklıma:))
Bunu yaratan/yaradan neyse, kimse; hayatı doğru algılamamızı sağlar hep inşallah :D
Çok daldan dala atladım yine... ama algı sapıtması yaşıyorum..
E madem öyle Al-Gı-kını çıkarma...da.. sen de... sus biraz madem... an itibariyle algıda içiciliğin keyfini çıkar :))) diyorum sonra kendi kendime...
Algıda içicilik kafası :D
EcE
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder